...Üsküdar Ticaret MesLek Lisesi Resmi Forumu...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

...Üsküdar Ticaret MesLek Lisesi Resmi Forumu...

Www.utmL.forumn.org
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 toplu taşıma araçlarında şahit olduğumuz tuhaf olaylar part3

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
asabi_74
süper moderatör
süper moderatör
asabi_74


Erkek
Mesaj Sayısı : 101
Yaş : 33
Nerden : Kstmonu
Mezuniyet Tarihi : Eski 9/G li
Alan : inebolu endüstri mslk elektrik-elektronik
Kayıt tarihi : 01/02/08

toplu taşıma araçlarında şahit olduğumuz tuhaf olaylar part3 Empty
MesajKonu: toplu taşıma araçlarında şahit olduğumuz tuhaf olaylar part3   toplu taşıma araçlarında şahit olduğumuz tuhaf olaylar part3 Empty1/2/2008, 19:14

bir arkadaşımla beşiktaştan sarıyer dolmuşuna bindik.amacımız levent'e gitmek.oturduk yerimize.teyzeler amcalar binmeye başladı.en son poşetli bir teyze ayakta kaldı.arkadaşım yer vermeye çalıştı , teyze ben gencim falan filan dedi ama arkadaşım daha kalkmadan üstüne oturuyordu neredeyse.neyse efendim komik olan olay bu değil.tamam şimdi aranızda bu olaya gülenler de olmuştur onların da kalbini kırmak istemem.neyse dolmuş ilerlemeye başladı.yolcular biniyor paralar arkadan öne doğru uzatılıyor ; klasik dolmuş görüntüleri anlıyacağınız.neyse; bir genç şöföre en yakın yolcu olduğu için(en boktan konumdur)paraları şöföre hep o veriyo."abi , 2 isarıyer alır mısın?" , " abi 1 levent" falan filan.neyse biri arkadan para uzattı neresi olduğunu söylemedi şöföre kadar gitti para.şöför paraya baktı.bizim para toplayan gence döndü ve dedi ki:
şöför:-sooeenn durak mı?
genç:-hı?
şöför:-soeeaeaen durak mıee?
genç:-londra mı?
şoför:-ya bu 10 milyon shouuououn dureaeaek mı?
genç:-honduras?

dolmuşta durmayan sürekli sağa sola saran susmayan hınzır çocuğu susturamayan anne şöföre bi umut
- şöför bey bir şey dermisiniz şuna bi türlü durmuyo
şöförden ses yok
-şöför bey lütfen bir şey söyler misiniz siz söyleyince susar
kaptanımız dayanamaz
-sus mına kodumun velediiii, höyt otur şuraya!!!
anne pişman...

minibüse binen yaşlı teyzeye genç bir çocuk yer verir...
teyze :"saol evladım ne kadar naziksin..."
genç : "heralde be yarrraaaam,adanalıyız."
yaşlı bir teyze pejo j9 cinsinden minibüse biner(ki bursada raylı sistem yapılmadan önceki bütün minübüsler j9 dur),kapıyı çeker kapanmaz,bi daha çeker kapanmaz,bir daha bir daha derken kapı kolu kırılır kapı yine de kapanmaz.şofor dellenir iyice..:"bırrrak teyze bırrak,.mına koydun kapının..."
durakta inebilirmiim
(şöför durağı biraz gecer)
-durakta demiştim ya..
-durakta mı yaşıyosun be kadın...
yeniköyden geçer mi?
-geçmez
-ne kadar?
başıbüyük mü?
-evet, başıbüyük.
-ne zaman kalkar?
-sen oturursan kalkar bacım.
-kaç vericem?
-800.
abi esko'dan geçiyo mu?
-geçiyo.
-o zaman biz binmeyelim.

Trafik lambalari sehre yeni konulmus. Trafik polisi kirmizi isikta gecen teyzeye cikisiyor.
"Teyze teyze dur nereye gidiyorsun" Teyze cok kizgin cevap veriyor:
"Vi? beyimden izin almisam gaynimgile gidirem sene ne ?"


çoğu kişi olayın farkında varmadığı için belki pek "efsane" sayılmaz ama şöför sonradan olayı anlamadıysa
hala "nasıl yani?" diye düşünüyor olmalı, hikaye şöyle:
beşiktaş-sarıyer minibüslerinde itü maslak kampüsü'ne erişilmek üzere yola devam edilmektedir. minibüs
her zamanki gibi kalabalıktır. şöför de işini biraz fazla ciddiye alan, herşeye dikkat etmeye çalışan pirpirikli bi
adamdır. her durağa yaklaşırken sorar:
"zincirlikuyu'da inecek var mı?"
"metrocity var mı?"
"sanayi var mı?"
"seyrantepe yolu var mı?" v.b...
minibüs gürültüsü, ter kokusu ve trafikten ve kokudan kaynaklanan hafif bir mide bulantısı eşliğinde şöfürün
"maslak'ta/itü'de inecek var mı?" sorusuna hazırlanılmış beklenilmektedir. tam durağa yaklaşırken beklenen
soru gelir:
"itü'de inecek var mı?"
"var..."
kaptan aynadan şöyle bir beni süzer ama yavaşlama belirtisi göstermemektedir, geçeceğimizi anlayınca ben
şaşkınlıkla yeniden:
"kaptan müsait bi yerde inebilir miyim?"
pirpirikli şöför şöyle bir aynadan bakışını yineler, bakışları beni süzmeyi aşmış, pis bir hal almıştır. hafif hız
kesmiştir ama durmaya niyeti yok gibidir. az daha devam eder, ben dayanamam:
"kaptan inecek var, lütfen..."
o arada özellikle bir yolcu başta olmak üzere, tüm yolcular duruma el koyarak kaptana inecek biri olduğunu
söylerler. şöför en sonunda yavaşlayıp durmaya doğru yönelir ama aynadan hala pis pis beni süzmektedir.
ben de içimden "adam ineceğimi farketmesine rağmen böyle bir haltı neden yemiş olabilir?" diye düşünmekte,
bi yandan da sövmekteyimdir. cidden aynadan o kadar bakmasına, bakarken inmek için kıpırdandığımı görmesine,
sesimi duyduğu belli olmasına rağmen farketmemiş olması imkansızdır çünkü. dışımdan verdiğim tepki ise
kaptanın pis bakışlarını aynı şekilde karşılayıp geri yollamak ve "tövbe tövbe" diye söylenmektir. o sırada duruma
özellikle el koyan hemen ön çaprazımdaki beyefendinin kıs kıs güldüğünü farkettim. o da benim onun güldüğünü
gördüğümü farkedince, tam ben inmek için adımlarımı atarken:
"sanırım bir yanlış anlaşılma oldu, şöför 'durakta inecek var mı?' demedi, 'parasını ödemeyen var mı?' dedi."
bu açıklamayı şöförün duyduğunu sanmıyorum. tabi ben orada bi anlık şoku atlattıktan sonra içimden koparım,
ama şöförle daha fazla dalga geçiyor gibi olmamak için kendimi tutar ve olayın farkına varan adama küçük bi
bakış attıktan sonra inerim. indikten sonra da karnıma ağrılar girene kadar gülerim. düşünsenize:
"parasını ödemeyen var mı?"
"var... ve şimdi inmek istiyorum..."
bir de ben indikten sonraki muhtemel diyalogla olay efsaneleşebilir:
şöför: yüzsüz şerefsize bak ya, hem parasını vermiyor, hem de açık açık parasını vermeyen var mı diyince
söylüyor... utanmadan bi de kibar kibar müsait bir yerde inebilir miymiş...
bilen yolcu: yok o parasını ödemediği için "var" demedi kaptan, "durakta inecek var mı?" diye sordun zannetti...
minibüs: (kopma efekti)

ankara yıl 2002 odtü-ulus dolmuşu. migros civarı polis beklemekte. şoför amca olayı farkeder farketmez
-bi çökelim ilerde polis var.
anlayışlı yurdum insanı hemen çöker. ama tabi her millet türkler gibi değil ki!! yabancı bir arkadaş çökmez.
yabancı olduğu şoför ne derse desin boş boş bakmasından anlaşılınca kardeşim o kadar insan bi anlatın
da çöksün der şoför amcamız. yardımsever bi arkadaş(y.b.a):
-please, sit up!
yabancı arkadaş(y.a):
-?!!?!?!??
y.b.a: can you sit?
y.a: why
y.b.a: because there is police.
y.a: yes??? (ayrıca napim yani bakışı atar)
y.b.a: it is illegal.
y.a: but i paid.
şoför: ne diyo o oturmuyo mu??
y.b.a: but please,sit down.
y.a: (burda konuşmaya devam eder napalım almasaydı tarzı bi şeyler söylemeye devam etmektedir ama ben
gülmekten pek ne dediğini hatırlamıyorum)
y.b.a şoföre: çökmeyecekmiş banane diyo.
şoför: bırak bırak zaten geçtik polisi de çökmezse çökmesin! ne var sanki iki dakka çömelse...

PAZARA KAÇAN ÇOCUK
dolmuşun biri birgün yokuş aşağı iniyormuş.Birden freni patlamış. yokuşun sonundada yol ikiye ayrılyormuş.
Birinde bir çocuk,diğerinde de pazar yeri varmış, sonra düşünmüş demişki:
-En iyisi çocuğu eziyim, pazarda çok insan var.çocuk tek.
Ertesi gün gazetelerde pazar yerinde facia diye yazmış.bunun üzerine hakim demiş:
-oğlum ne oldu.
-Herşey çocuğun pazar yerine koşmasıyla gerçekleşti.

aşağıda okuyacağınız yazı yaşanmış,gerçek bir dolmuş efsanesidir.
bakırköy'den taksim istikametine giden şu rengi sarı minibüs görünümünde dolmuşun içersindedir olaylara
tanık olan beşamel soslu brokoli.hava sıcak bunaltıcı.kimi sesiz sessiz kitabını okurken,kimisi de telefonla
konuşmayı tercih etmiş.şöförse imparator ibo eşliğinde leylim ley türküsünü tüm dolmuş içerisindeki seven
herkese armağan ediyo,sevmeyen herkese ise ızdırap veriyor..mp3 ü olanlar şanslı grup içerisindeki azınlıklar
tabi.
dolmuş durur yolcu alır.binen abi hafif mafya kılıklı,hafif maço,hafif bi izbandut karışımı bir tip.aradan bi 3 dakka
geçti,dolmuş 500 metre ilerdi.abi hışımla yerinden fırladı.
"kaptan beni durakta atsana" dedi.
herkez pür dikkat bu saçma cümleyi söyleyen abiye dönüp bakıyo,yanlız abideki görünüşten ötürü kimse gıgını
çıkartamıyor,tırsak tırsak dolmuşun koltuklarına gömülmüş şekilde dolmuşçudan gelecek hareketi bekliyolar.
demeden şöförümüz altın künye takılı elini usturupluca radyoya uzatıp sesini kısar.daha sonra yaşanan şöför ve
mafya babası görünümündeki şahsın diyaloglarindan sonra film kopar.
(şöför)-hayırdır abi,niye iniyosun?
(mafya babası gürleyerek)-hayrı şerrimi var kardeşim aç şu kapıyıda inelim.

DOLMUŞ ŞÖFÖRÜ VE RAHİB
Dolmuş şöförüyle rahib cennete gitmişler.Cennetin kapısında melek rahib'e "Dünyadaki hayatın
boyunca neler yaptın." demiş.Rahip"Ben hayatımı insanlara adadım,onları sevdim ve yardım ettim.
Hiçbir zararım dokunmadı"diye cevaplamış.Melek rahibe cennetin gümüş anahtarını vermiş.Melek
aynı soruyu dolmuş şöförüne sormuş.Şöför"Ben hayatım boyunca küfür de ettim,her türlü pis işe de
bulaştım.Bir de ben çok sert araba kullanırım,kuralları fazla kafaya takmam""demiş.Melek şöföre cennetin
altın anahtarını vermiş.Buna çok bozulan rahib"Ben hayatımı insanlara adadığım halde niye ona altın bana
gümüş anahtar veriyorsun."demiş.Bunun üzerine melek"Çünkü sen ayin yapıyorken millet uyuyordu,ancak
o dolmuş kullanırken herkes dua ediyordu."demiş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
toplu taşıma araçlarında şahit olduğumuz tuhaf olaylar part3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
...Üsküdar Ticaret MesLek Lisesi Resmi Forumu... :: EĞLENCE MERKEZİ :: KOMİK YAZILAR-
Buraya geçin: